Jack Kerouac'la yolu bir şekilde kesişmiş hemen herkes bilir; 1951 yılında Kerouac, Amerika'yı baştan başa kat etmiş olmanın heyecanıyla daktilosunun başına oturmuş ve vakit kaybetmemek için uzun bir rulo haline getirdiği kâğıtların üzerinde üç hafta hiç mola vermeden sürecek, otobiyografik bir yolculuğa başlamıştı. Bob Dylan'ın "hayatımı değiştirdi; tıpkı herkesin hayatını değiştirdiği gibi," dediği Yolda kitabının ilk taslağı, yapıştırılıp bir araya getirilmiş yaklaşık 37 metrelik işte o rulodadır. Jonas Mekas da, masasının altında bulduğu tozlu koca bir tomar bilgisayar kâğıdını daktilosuna –daha doğrusu Olympia De Luxe daktilosuna– takarak başlıyor yazmaya. Bir roman yazacağını söylese de aslen yazıya dair bir metin ortaya koyuyor: "Olay yazmaktan, tuşlara basmaktan ibaret. Kelimelerden, kelimeler yazmaktan." Hatta, sadece tuşlara basıp durmak, yazıp durmak varken yazarların ne diye daima bir şey hakkında yazmak istediklerini anlamlandıramıyor Mekas. Diğer bir deyişle, Kerouac'ı da yeniden hatırlayarak söylersek; yola, yolda olmaya dair metne dönüşüyor Manuel Bir Daktiloya Ağıt.
Yolda olmak sürprizlere, aynı zamanda kötü sürprizlere de gebedir hiç kuşkusuz. Mekas'ın aslında daktiloya uyumsuz olan kâğıtlarının kopup durması, nevi şahsına münhasır Olympia'sının tuşlarının ya da şeridinin çıkardığı sorunlar ya da bizzat kendisinin kimi zaman şişenin dibini görmesiyle konudan sapışını sanırım bu açıdan değerlendirmeliyiz. Ancak tüm bunlar Mekas'ı yazmaktan yine de alıkoyamıyor; yazma akışına bir şekilde geri dönüyor. "Dolayısıyla bu, bir bakıma, eski zamanların daktilosuna, gerçek kâğıt takılmış, parmaklarınızın tuşlara dokunduğunu hissettiğiniz, kâğıdı hissettiğiniz ve sardıkça satır satır merdaneyi hissettiğiniz −ah, ne coşku− bir daktiloya bir merhamet duası, ya da, TAMAM, bir ağıt.” Diğer açıdan da, Jonas Mekas'ın sanat evrenine bir giriş bileti!
Jonas Mekas
Manuel Bir Daktiloya Ağıt
çev. Baran Bilir
Lemis Yayın, 2023, 53 s.